DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava

Bahçeli, Aklından darbe geçiren herkes kaybetmeye mahkum ve mecburdur

Son Güncelleme :

27 Mayıs 2020 - 21:53

/ 461.263 kez okundu.
Bahçeli, Aklından darbe geçiren herkes kaybetmeye mahkum ve mecburdur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Aklından darbe geçiren, sandıkta bulamadığını sokaklarda, silahların muhitinde arayan herkes kaybetmeye mahkum ve mecburdur.” dedi.
Bahçeli, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın açılışında yaptığı konuşmada, yakın siyasi tarihin sisli, bir o kadar da sancılı döneminin 60. yılında, üzücü hatıraları bir nebze de olsa tamir ve telafi eden anlamlı bir açılışa şahit olmaktan bahtiyar olduğunu söyledi.

Yassıada’nın yalnızca denizin ortasında sivrilen bir kara parçasının adı değil, aynı zamanda milli hafızalara kazınmış alacakaranlık bir devrin, hukuk kisvesiyle demokrasiye vurulan paslı zincirlerin simgeleşmiş yeri olduğunu belirten Bahçeli, “Zamanın hisarlarını bir mızrak gibi delerek günümüze kadar uzanan hak ve hukuk ihlalleri yıllar içinde milli gönüllere bir kor gibi nüfuz etmiştir. Bu sarih ve sarsıcı gerçek hepimizin münhasıran benimsediği tarihsel bir vakıa olarak hafıza kayıtlarına işlenmiştir. Yassıada’da hukuka deli gömleği giydirilmiştir. Adaletin fişi çekilmiş, Türkiye’nin bir dönemi delik deşik edilmiştir.”

Yassıada’da sadece 1950-1960 döneminin yargılanmadığını, irade ve egemenliğin yegane sahibi aziz milletin takdir ve tercihlerinin de hazin şekilde sorguya çekildiğini ifade eden Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yassıada’nın menfi isminin değiştirilmesi, menfur izlerinin silinebilmesi maksadıyla 2013 yılında önemli bir adım atılmıştır. O tarihte ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ ismi Yassıada’ya verilmiş, bu şekilde tarif ve takdim edilmeye başlanmıştır. 27 Mayıs’ın 60. yıl dönümünde, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın resmi açılışıyla geçmişin kötü anıları, geleceğin kutlu hedefleriyle berhava edilecektir. İnancım ve ümidim budur.

Cepheleşerek sonuç alamayacağımız görülmelidir. Çatışmanın ve çekişmenin sonu olmadığı bilinmelidir. 1950’li yıllara şerh düşen siyasi ve ideolojik kamplaşmalar, hatta kahveleri ve gönülleri bile ayıran katılaşmış önyargılar milli birlik ve dayanışma ruhumuza fazlasıyla zarar vermiştir. Bu nedenle Türkiye sosyal ve ekonomik türbülansları müteakiben siyasal ve toplumsal çalkantılara kapılmış, hitamında darbe mekaniği harekete geçirilmiştir.”

“Kamplaşmaya değil kucaklaşmaya ihtiyacımız var”

Arkası önü planlanıp projelendirilen demokrasi ve kanun dışı müdahalelerin ülkenin on yıllarını çaldığını, huzur, barış ve güvenlik ortamında ağır hasarlar bıraktığını vurgulayan Bahçeli, “Bizim kamplaşmaya değil kucaklaşmaya, husumete değil sükunete, huşunete değil hoşgörüye, melanete değil merhamet ve mutabakata ihtiyacımız vardır.” diye konuştu.

Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın bu ihtiyaca simgesel anlamda hizmet edeceği kanaatini ve beklentisini özellikle vurgulamak istediğini dile getiren Bahçeli, “Sosyal barışa, siyasal uzlaşmaya, demokrasi kültürüne değerli katkılar yapacağını düşündüğüm bugünkü açılışa şahsımı davetinden dolayı da Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Adanın yeniden imar ve inşasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın bir ibret levhası, bir irade lehdarı, bir iffet limanı halinde yarınlarımıza ışık tutmasını yürekten diliyorum.” ifadesini kullandı.

Devlet Bahçeli, demokrasinin pek çok tanımının yanında, tahammül sistemi, sabır ve saygı rejimi olduğunu belirten Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sebebi ne olursa olsun, şartlar nasıl tezahür ederse etsin, milletin verdiği yetkiyi tekrardan alacak yine milletin ta kendisidir. Beğensek de beğenmesek de, sevsek de sevmesek de, sandıktan çıkan sonuç; zorla, baskıyla, silah yoluyla, gayrimeşru araçlarla tahrip ve tasfiye edilirse acıklı olaylar zincirleme halinde yeşerip yaygınlaşacaktır.

Türkiye’nin son 60 yılında bu çarpıklığın pek çok misali vardır. Söz, düşünce ve fikirlerin ahlaki ve hukuki bir nizam içinde rekabeti yerine; zulüm ve zorbalığın öne çıkması, bu çerçevede iç ve dış mihrakların teşekkül eden yıkım kervanına dahil olması tek kelimeyle felakettir. ”

1940’lı yıllara hakim olan dayatmacı anlayışın, sonraki yıllarda çelişki içinde bocalayarak yanlışı ve yozlaşmayı savunacak gerekçeleri ikmal ve imal ettiğini aktaran Bahçeli, “Türkiye’yi dar ölçekli bir kaymak tabaka, bir avuç seçkinci zümre, elit ve küçük bir azınlık değil de milletin özbeöz evlatları yönettikçe, çevreden merkeze sosyolojik akınlar düzenlendikçe menhus çıkar ve güç merkezleri elbet rahatsız olmuşlardır.” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Bereketli tepelerimizde koyun otlatan bir çobanımızla, üniversitede ders veren bir hocamızın, fabrikasının bacasını tüttüren bir iş adamımızın oyu da, iradesi de birdir, aynıdır. Eşit, gizli, genel oy ilkesi demokrasinin can damarıdır. Bundan taviz imhaya ve iflasa açık onaydır.

Sandık demokrasinin namusu olmakla birlikte, milletin egemenlik temini, kutlu iradesinin tevzi vasıtasıdır. Eğer bireysel hak ve özgürlüklerin evrensel bir insan hakkı, demokrasinin ana direği olduğu benimseniyorsa, o halde sandıktan çıkacak sonuca riayet ve hürmet de herkes için ikamesi ve ihmali olmayan bir görev halini alacaktır. Millet iradesine çevrilmiş silahlar demokrasinin inkar ve infaz hükmüdür. Kurmaca mahkemeler, devri sabık yaratma çabaları, cuntacı eğilimler, darbeci emeller on yıllar boyunca hem demokrasiyi kötürüm bırakmış, hem de özgürlükleri sekteye uğratmıştır. Yassıada mahkemelerini kuranlar bir devri değil, demokrasi ve özgürlükleri sanık sandalyesine oturtmuşlardır.”

“Darbe yanlış bir karardır ve zulümdür”

KAYNAK:TRT HABER

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.