İnsanın özüne inmeyen
Hiçbir bilim, hiçbir kuram tam anlamıyla öyküsünü tamamlamış sayılmaz.
Çünkü gördüğümüz, dokunduğumuz, baktığımız her şey ve hatta varlığını göremediğimiz, dokunamadığımız bakamadığımız her şey insanın özüne hizmet için yaratılmıştır.
İnsan, özüne hizmet için yaratılmışların içinde
Hep bir bilişsel yalnızlığın gizeminde
Bir kördüğüm gibi
Hep bir bekleyişin, hep bir arayışın içindedir.
Böyle garip bir girdabın içinde çevresindeki kalabalıklar içinde insan bilişsel yalnızlığının hüznüne kapılıp da gider.
Çünkü insanın özü her koşulda bir sığınma bir adanmışlığın yolcusudur.
Çevresindeki kalabalıklara aldırış etmeden.
Eşini dostunu, çoluk çocuğunu görmeden bir bilişsel yalnızlığın gizeminde bulur kendini.
Bu gizemli hüzün toplumsal olgulardan da etkilenerek günümüzde kartopu gibi büyüyerek bir çığ haline dönüştü, dönüşüyor.
Özellikle ebeveynler “Bilişsel Yalnızlık” kavramının farkına varıp çocuklarıyla sürekli ilgilenmeliler. Hayat boşluk kabul etmez cümlesi de insanın bilişsel yalnızlığında başına gelebilecek durumları da öngörüyor aslında…